Süper Kupa…
Futbolda “taraftar şiddetine” genel olarak “Holiganizm” deniyor. İngiltere futbol takımlarının taraftarları bu çirkinliğin önde gelenleri.
………………….
29 Mayıs 1985…
Brüksel’de İtalyan Juventus takımıyla İngiliz Liverpool Şampiyon Kulüpler Kupası Finali’ni
oynayacaklar. Maçtan önce taraftarlar arasında önce sesli sataşmalar, ardından maddelerin karşılıklı havada uçuşması…
Ve… Ardından Liverpool holiganlarının aradaki tarafsız tampon tribününü aşarak Juventus seyircisine saldırması… Tekme, tokat, sökülen koltuklarla, şişelerle darp.
Sonuç… 32 İtalyan, 4 Belçikalı, 2 Fransız ve 1 Kuzey İrlandalı, toplam
39 can kaybı. Tribünler boşaltılır, maç seyircisiz oynanır, Michel Platini’nin penaltıdan attığı golle Juventus maçı 1-0 kazanır.
Olaydan sonra “demir leydi” lakaplı dönemin İngiltere Başbakanı Margaret Thatcher “Bunların cezasını ben vereceğim. Liverpool Avrupa kupalarından süresiz men edilmeli” demişti.
Ancak… UEFA Liverpool’a “Avrupa kupalarından 5 yıl men” cezası vermişti.
Başbakan Thatcher’ın öfkesi devam ediyordu. “Liverpool’un olası itirazı üzerine UEFA’nın 5 yıllık men cezasını indirmesi halinde, İngiltere’nin Uluslararası Futbol Federasyonları Birliği (FIFA) ve UEFA’ya üyeliğini süresiz fesh edeceği” tahdidinde bulunmuştu. Bu utanç verici kanlı olayın yaşandığı Brüksel’deki “Heysel Stadyumu”nun adı da “Kral Baudouin” olarak değiştirilmişti.
TRABZON-FENERBAHÇE
Elbette Liverpool holiganlarının kan döken barbarlığıyla Trabzon’da 20-30 taraftarın sahaya girmeleri arasında kesinlikle hiçbir benzerlik yok.
Ancak… Şükür ki can kaybı olmayan ve sevgili Trabzonluları da üzen “Trabzonspor-Fenerbahçe maçı sonrası olayların” artçı travma depremleri sürmekte.
Örneğin… Bir sürpriz olmazsa bugünkü Süper Kupa maçında Fenerbahçe-Galatasaray’ın karşısına “U19” takımıyla çıkacak. Dolaşımdaki senaryoya göre sadece 9 genç oyuncuyla başlayacak. Kısa süre içinde 3 genç Fenerbahçeli futbolcu sakatlık gerekçesiyle oyunu bırakacak.
Fenerbahçe U19 takımı 6 kişiye ineceği için kurallara göre maçın devamı oynanamayacak. Galatasaray kupayı alacak… Fenerbahçe’nin gerekçesi “Avrupa karşılaşması nedeniyle Süper Kupa maçının ertelenmesi isteğinin kabul edilmemesi” ve bir diğer isteği olan “yabancı hakemin görevlendirilmemesi…”
Futbol Federasyonu en azından “erteleme” seçeneğini vurgulamalıydı.
GALATASARAY ÖRNEKLERİ
Galatasaray’ın Avrupa maçlarında da bazen erteleme yapıldı.
Bazen de isteklerine kulak asılmadı.
Fatih hoca “sahaya çıkarız, aslanlar gibi oynarız” derdi. “Maçı oynamamak, U19 takımıyla oynamak” gibi tavırlar kimsenin aklından geçmezdi. Trabzon’daki o saldırılar yaşanmış olmasaydı yani daha önceki yılların olumsuz birikimleri üzerine bu son damla gelmeseydi yarın Süper Kupa’ya “Fenerbahçe bütün as oyuncularıyla birlikte tam takım çıkardı” diye düşünüyorum. Fakat…
Ortada büyük bir travma var.
AKİL ADAMLAR
Gene de “U19 takımıyla çıkmak, maç tamamlanmadan sahadan çekilmiş olmak” tavrını “orantısız tepki” olarak yorumlayan çok sayıda futbol akil adamı var. Başkan Ali Koç ve yöneticilerinin onlara kulak vermesinde fayda var.
Bir önceki Fenerbahçe Başkanı Aziz Yıldırım’ın değerlendirmesi de böyle.
“Fenerbahçe tam kadrosuyla çıkmalı, maçı kazanmalı ve Kupayı kaldırmalı” diyor. Aziz Yıldırım’ın uzun konuşmasında neredeyse tamamı yol gösterici. Kupaları “himmetle (kayırmayla, yardımla, arka çıkmakla) almaya alışmış Galatasaray’a bu kupayı hediye edilmemeli” söylemi hariç.
Haksız, ağır ve gerçek dışı bir talihsiz iddia da bulunmuş.
100 yılı aşkın Galatasaray kulübü…
“En fazla” denebilecek taraftara sahip şanlı bir camia… Müzesinde 100’lerce kupa… Avrupa Şampiyonu unvanını kazanan tek kulüp… Futbolcuların göğüslerinde taşıdıkları en fazla şampiyonluk yıldızları… 100 yıllık emek, sportmenlik, gelenek, karşılıklı saygıya dayalı ezeli rekabet…
“Himmetle kupalar kazanmaya alışmış” söylemi hiç şık olmadı.
Çok yıllardır Galatasaray Divan Kurulu Üyesi olarak ezeli rakibimiz Fenerbahçe’ye her zaman sevgi ve saygı duymuşumdur.
İkisinin rekabeti -elbette Beşiktaş dahil- Türkiye Futbolunun gelişme nedenidir.
Öte yandan yarın Süper Kupa maçını izlemek üzere biletleri tüketmiş ve güzel bir maç izlemeye hazırlanmış 10 binlerce seyircinin de hayal kırıklığı içimi acıtıyor.
SPOR ŞİDDETİ
Trabzon’da Fenerbahçe’nin maruz bırakıldığı olayları tekrar kınıyorum. Ne yazık ki sadece Türkiye’de değil Dünya’da da böyle kara sayfalar var. Bunlardan birini yazının başında sunmuştum.
Birkaç seçme daha…
Şili Kulüplerinden Colo-Colo (Beyaz Pençe) adlı bir çeteye sahiptir. Görevleri Tribünde bela çıkarmaktır. Arjantin’inBoca Juniors ezeli rakibiRiver Plate tarafından 2-0 yenilmişti. Stadın çıkışında iki taraftar kurşunlanarak öldürüldü. Genç bir Boca taraftarı televizyon kamerasına şöyle dedi: “Şimdi 2-2 berabereyiz.”
Real Madrid’li bir holigan bir zenci seyirciyi feci şekilde dövüyordu.“Defolup Afrika’ya gidin” diye bağırıyordu. İtalyanNaziskin hatta İspanyol seyircisi “zenci futbolcuları ıslıklayıp yuhalamayı, adet edinmişlerdi. Onlara tribünden“muzlar” atar“maymun sesleri” çıkarırlardı.
Tarihin en büyük spor faciası İstanbul’da gerçekleşti. Atların çektiği iki tekerlekli yarış arabaları Doğu Roma İmparatorluğu’nun en büyük etkinliğiydi. Sultanahmet’teki Hipodrom yaklaşık 100 bin seyirciyi ağırlayabilecek kapasitedeydi. Ocak 532’de dönemin holiganları arasında çıkan çatışmada 30 bin kişi ölmüştü.
……………………….
Dileriz ki futbol gerilimden, şiddetten, travmalardan arınır, güzel rekabet yıllarına dönüş yapabilir.